Takvimler 1500’leri gösteriyor. Batı Avrupa’da iki güçlü devlet olan İngiltere ve Fransa on yıllarca süren ve adına “Yüzyıl Savaşları” denilen kanlı bir savaşın içindelerdi. Savaş 1453’te bittikten bir süre sonra tarih, birbirlerine çok benzeyen iki kralı, VIII. Henry’i ve I. Francis’i karşı karşıya getirdi. Her iki tarafında birbirini yenmek istediği fakat mevcut şartlar nedeniyle farklı şeyler yaptıkları bu dönemde neler olacak?

İçindekiler

Yüzyıl Savaşları

Biraz sonraki konuyu daha rahat anlayabilmemiz için Yüzyıl Savaşları hakkında kısa bilgilere sahip olmamız gerek. Dilerseniz başlayalım.14. ve 15. yüzyıllarda Fransa ve İngiltere devamlı savaştı. Yüzyıl Savaşlarının nedenleri olarak ise 13. Yüzyıl’da III. Edward gibi bazı İngiliz Kralların, Fransız Tahtına hak iddia etmeleri ve Avrupa’da etkin bir güce sahip olmaktı. Bunun sonucunda da 1330’lu yıllarda iki taraf arasındaki savaş başladı.

Onlarca yıl süren Yüzyıl Savaşları çok önemlidir. Çünkü Avrupa’da, sadece İngiltere ile Fransa’yı etkilememiş, Burgonya ve diğer çevredeki krallıkları da büyük derecede etkilemiştir. Bazı krallıklar savaşa bile girmiştir. “Yüz Savaşlarının Tarafları ne” diye sorarsanız ise ittifaklıklar genelde çıkarlar sebebiyle oluşmuştur. Mesela tek başına İngiliz donanmasını yenemeyen Fransızlar bu konuda İspanyollarla anlaşmıştır.

Hatta ve hatta, Yüzyıl savaşlarını Fransa için zayıflık gören, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu İmparatorlarından bazıları, Fransa üzerine yürümüştür. Bu da, çapraz ittifaklarla devam etmiştir. Mesela bazen İngiliz Kralları, Fransızlarla; Almanlara karşı ittifak olmuştur. Bazı krallar da tam tersini yapıp, Almanlarla ittifak olmuştur. Bu yüzden Yüzyıl savaşları, Avrupa tarihi açısından çok önemlidir.

Fakat bugün hala konuşulan bir şey ise, III. Edward ve bazı İngiliz Krallarının, savaşı gerçekten de savaşı Fransız Tahtını ele geçirmek için mi açtığıdır. Çünkü, bazı kralların yaptıkları, istedikleri ile çelişmiştir. Mesela III. Edward, 1360’ta Brétigny/Calais Antlaşması ile pek diretmeden, Fransızların bir maddesi üzerine Fransız Tahtına olan iddiasını düşürmüştür. III. Edward’dan sonra da bazı İngiliz kralları benzer şeyleri yapmışlardır.

Yüzyıl Savaşları Nedir? Yüzyıl Savaşları Kaç Yıl Sürdü?

1420’de kısa bir dönem Fransız tahtı, İngilizlerin eline geçse bile birkaç yıl sonra Joan de Arc’ın da çabalarıyla İngilizler, Fransız ana karasından atılmıştır. Yüz yıl Savaşlarını “Kim Kazandı” diye bir soruya karşılık olarak da Fransa diyebiliriz. Çünkü İngilizler yüz yıl savaşlarının sonucu olarak, ana karadan atılmıştır ve bu da demektir ki, on yıllarca süren mücadele sonucunda Fransa kazanmıştır. Zaten bu olaydan sonra da İngilizler, Avrupa’da ilerleyememiştir ve bir daha da askeri olarak Fransa ile Fransız ana karasında başarılı olamamıştır.

Ayrıca Yüzyıl savaşları sırasında Batı Avrupa Devletleri, bazı alanlarda gelişmiştir. Mesela, savaşı mali olarak karşılayabilmek için iki taraf da daha etkili vergi toplama sistemi oluşturmuştur. Ayrıca askeri alanda ise Yüzyıl savaşları, denizde, dağda, taşta, düzlükte olmak üzere bir sürü alanda ve şartlarda devam etmiştir. Bu sebeple de iki tarafında kendi savaş stratejilerini geliştirmeye sürüklemiştir. Bunun sonucunda ise taraflar askeri ilerleme kaydetmiştir.

Yüzyıl savaşlarının belli yıllar arasında Fransa’nın durumu
Yüzyıl Savaşları Tarihi

Yüzyıl savaşları, biraz sonra anlatacağımız, 1500’lerin başındaki İngiliz-Fransız çekişmesinin temelini oluşturmaktadır.

VIII. Henry (8. Henry) Kimdir?

Henry, 1490 yılının yazında İngiltere’nin bir şehri olan Greenwich’de bulunan Placentia Sarayında doğdu. Henry’nin annesi, “Yorklu Elizabeth”, babası ise VI. Henry’di. Henry’nin bir de ağabeyi vardı. Öyle ki Henry ve Ağabeyi Arthur, birbirinden ayrıydı. Arthur daha iyi bir eğitim görürken Henry, onun kadar iyi bir eğitim görmüyordu. Çünkü tahta Arthur’un geçeceği düşünülüyordu. Bunda hiçbir şüphe yoktu.

VIII. (8.) Henry
VIII. Henry Kimdir?

Fakat takvimler 1502’yi gösterdiğinde işler değişti. Arthur 15 yaşındayken Aragonlu (İber Yarımadasının doğu kanadında bir krallık) Catherine ile evlendikten hemen sonra bir anda öldü. Bu durumda ise Henry, aniden tahtın varisi haline geldi. Fakat bu çok zor bir şeydi. Çünkü Henry, aslında kilisede çalışacaktı. Çok az ya da neredeyse hiç denilebilecek miktarda yönetme dersi almıştı.

Babası onu, biraz yönetim yetkisi kazanması için İngiltere’nin Wales ve Cornwall Düklüklerini VIII. Henry’e vermişti. Fakat bu da yeterli olmamıştı. Daha sonra ise Babası, Henry’nin dış güçler tarafından kandırılıp, kendisine karşı bir şey yapabileceğini düşündü ve ona ders vermek yerine onu, izole bir yere yerleştirdi.

Ayrıca ufak bir not etmek gerekir ki, genelde VIII. Henry’i bilen insanların çoğu onun bir kadın için din değiştirmesinden dolayı vb. bilir. Bu da tarihteki ilginç anlardan birisidir. Bundan yine biraz bahsedeceğiz.

I. Francis (François) Kimdir?

İngiltere’yi ve Fransa’yı ayıran Manş Denizi ardında işler pek de farklı yürümüyordu. I. Francis, Henry’den sadece 3 yıl sonra Château Cognac adlı bir kalede doğdu. Onun babası, Angoulême Kontu Charles’ti. Annesi ise Louise de Savoie’idi. Tıpkı Henry gibi, I. Francis’in kral olacağı hiç mi hiç beklenmiyordu. Çünkü Francis daha kralın oğlu bile değildi! Onun yerine kral, babasının kuzeniydi ve 21 yaşındaydı, adı da VIII. Charles’ti. Bu sebeple de tahta geçecek bir çocuğa sahip olacağı düşünülüyordu, ne de olsa daha çok gençti.

I. François (I. Fransuva )
I. François Kimdir?

Fakat VIII. Charles’in çocukları çok gençken ve kendisi de 1498’de aniden ölür. Bunun üzerine başka bir kuzeni olan Louis XII tahta çıkar. Ayrıca I. Francis, Louis’in yasal varisi olur. Çünkü, Francis’in babası Charles de öldüğünden; Louis’in en yakın akrabası, I. Francis’dir. Bu yüzden de I. Francis, tahtın yasal varisi konumuna gelmişti. Bunun yanında da Louis’in kızıyla da evlendiği için, XII. Louis’in damatı olmuştu. I. Francis’in eğitimi ise Henry’e kıyasla kayda değer değerde daha iyiydi. Çünkü Francis’in annesi, Francis’in çok iyi bir eğitim almasına çok önem verdi.

Önemli Bir Not

Ayrıca ufak bir not olarak de eklemek gerekir ki dilimize, I.Francis; I. Fransuva ve I. François olarak olarak da geçmiştir. Yazımızda Türkçesini de kullanırsak bilin ki I. Francis’ten bahsediyoruz.

Henry ve Francis Tahta Çıkıyor

Henry, 1509’da; Fransuva ise 1515’te tahta çıktı. François, Henry’den kayda değer miktarda daha iyi eğitim almasına rağmen ikisi de neredeyse eşittiler. İkisi de fiziksel olarak benziyordu: uzundular, söylenenlere göre yakışıklıydılar ve sağlıklıydılar. Ayrıca dönemin Rönesansını da yakalamışlardı. Bunun yanında da ikisi de tahta çıktıklarında gençti ve sağlıklı varisler üretebilirlerdi. Bu arada da VIII. Henry, kardeşi Arthur’un evlendiği kadın olan Aragonlu Catherine ile evlenmişti.

Ayrıca aynı dönem VIII. Henry’nin, Fransız Meslektaşı François’ten etkilendiğini biliyoruz. Hatta ve hatta dönemin Venedik Elçisi Piero Pasqualigo Paris’ten Londra’ya geldiğinde Henry, onu soru yağmuruna tutmuştur. Pire Pasqualigo da bu konuşmayı şöyle not etmiştir:

“‘Lütfen benimle bir süre konuş. Fransa’nın kralı, benim kadar uzun mu?’ Cevap olarak çok az bir fark olduğunu söyledim o da devam etti: ‘Benim gibi iri yarı mı?’ Ben de hayır diye cevapladım; o da devam etti: ‘Nasıl ayakları var?’ Ben de ayrı ve güçlü diye cevapladım. O da aniden bacağını açıp dedi ki ‘Benim de güçlü ayaklarım var'”

-Venedik Elçisi Piero Pasqualigo

O dönemde söylenenlere göre de Fransuva gerçekten de etkileyici bir hükümdardı. O kadar ki atalarının yüzyıllarca birbiriyle savaştığı ülkenin kralı bile etkilenmiş ve Francis’i sevecen karşılamıştı. Ayrıca etkileyiciliği, sadece kendi dış görünüşünden kaynaklanmıyordu, bunun yanında François, tam bir “Rönesans” hükümdarıydı. O kadar ki, kendisi bir sürü çok güzel mimari yaptırtmıştır.

Mesela, Château de Fontainebleau, Château de Chambord, Château Blois gibi bazı saraylar I. Francis’in yaptırdığı Rönesans dönemi mimari eserlerdir. Fontainebleu Sarayı daha önceden de vardıysa bile I. François onu, Rönesans dönemine uygun bir mimari haline getirmiştir. Château de Fontainebleau de Francis’ten III. Napoleon’a kadar bir çok hükümdarı ağırlamıştır, bu da bize mimarinin ne kadar güzel olduğunu ve gerçekten de etkileyici olduğunu anlatıyor. Ayrıca bugün de bu eserler, UNESCO tarafından koruma altındadır. Devam edecek olursak François sadece de mimariyi değil, sanatı da çok seviyor. Mesela Fransuva’nın, Leonardo Da Vinci’yi ve İtalyan Ressam Andrea del Sarto’yu çok sevdiğini biliyoruz.

I. Francis’in Resim Galerisi, Château de Fontainebleau; Fontainebleau Sarayı. I. Francis döneminde yenilenen bu saray, Fransa’yı Rönesans’la tanıştıran mimariydi.
Rönesans Nedir?

Bu sırada da VIII. Henry, meslektaşı I. Francis’ten geri kalmamak için benzer şeyleri yapmaya çalışmaktadır. Fakat bunu yanlış anlamayın, tek sebep bu değil; Henry’nin de sanata, mimariye, müziğe tutkusu olduğunu biliyoruz. Fakat Henry’nin bu alanda Francis’ten daha üstün olduğunu söyleyemeyiz; yani Fransuva kültürel açıdan Henry’den daha güçlü duruyor. Fakat tabi ki de nihai kararı savaş alanındaki yetenekler belirleyecek.

VIII. Henry, Fransa’ya Savaş Açıyor!

Buraya kadar tarafların kültürel taraflarını gördük. Fakat az önce de bahsettiğimiz gibi son kararı savaş alanında galip gelen belirleyecekti. Dilerseniz hemen anlatmaya başlayalım. VIII. Henry 1509’da ve I. Francis’te 1515’te tahta çıktığında ikisinin de askeri yetenekleri iyiydi. Henry, ülkesinin askeri tarihini çok iyi biliyordu. Bu sebeple de Henry, atalarının yapmak istediği şeyi gözüne koydu: Batı Avrupa’da güçlü bir krallığa sahip olmak ve Fransa’nın meşru kralı olmak.

1493 ile 1519 yılları arasında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu İmparatoru I. Maximilan. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu Nedir?

Henry, savaşmayı çok istiyordu fakat ilk birkaç yıl harekete geçemedi. Çünkü hem yeterli donanma gücü yoktu, hem de ülkesi tek başına Fransa ile savaşamazdı. Bu yüzden de Henry, Avrupa’dan müttefikler aramaya başladı. Bunun sonucunda ise de Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu İmparatoru I. Maximilan ile ittifaklık kurdu. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu da, Avrupa’nın merkezinde; altında onlarca Feodal Alman Prenslik bulunduran bir imparatorluktu. Ayrıca, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğunun sadece ordusu güçlü değil, aynı zamanda Fransa ile arasında yıllarca süren bir çatışma vardı. Bu da Henry için çok iyi bir ittifaktı.

File:HRR.gif
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu Tarihi
Licence: CC BY-SA 3.0

Devam edecek olursak Henry, birkaç yıllık hazırlıktan sonra Fransa üzerine yürüdü. Henry’nin yanında Papalık ve Kutsal Roma İmparatoru I. Maximilan vardı. Dönemin Fransa’sı ise güçlü müttefikler bulamadı. Bunun sebebi ise Papa Julius’un, Fransa’ya açık bir şekilde karşı çıkmasıydı. Bu yüzden de Henry’in açtığı savaş aniden Hristiyanlığı savunma savaşına dönüştü. Papa Julius da Henry’e en Hristiyan ve İmanlı Kral lakabını vereceğini ve Henry’in savaşı kazanma durumunda ise de onu, Fransa’nın meşru kralı ilan edeceğini söyledi. Henry, Papalığı da yanına alınca çoğu devlet, Fransa’nın yanında savaşa katılamadı.

Henry ise savaşı kazanma umuduyla 1513 Yazında Fransa topraklarına Calais üzerinden giriş yaptı. Yazın sonuna doğru ise de Henry, I. Maximilan ile de birlikte belirli bir ilerleme kaydetti: Spurs diğer adıyla da Guinegate Muharebesi sonucunda İngiliz ve Alman kuvvetler, Thérouanne adlı kasabayı ele geçirdiler. Kısa bir süre sonra eylül ayında Henry, devam ederek Tournai adlı bir kasabayı da ele geçirdi.

Spurs (diğer adıyla Guinegate) Savaşı

Francis Savaş Sahnesine Çıkıyor!

Henry’nin galibiyetleri kısa süre sonra söndü ve Francis’inkiler onunkileri gölgeledi. Henry, Fransa’ya savaş açtığında daha Francis tahtta değildi. Fakat tarihler 1515’i gösterdiğinde Francis tahta çıktı. François de aynı şekilde Henry gibi atalarının ele geçirmek istediği yerleri ele geçirmek istiyordu. Her halde Rönesansı da sevdiği için I. Francis, 1512’de atası Louis tarafından kaybedilen Milan’ı fethetmek istedi. Bunun üzerine I. Fransuva, tahta çıkışından sadece sekiz ay sonra Milan ordusunu Marignano savaşında yendi ve Milan düklüğünü kendisine bağladı.

Bu, Fransuva için neredeyse bir dönüm noktasıdır. Çünkü bu savaş François’e büyük bir prestij kazandırdı. Ayrıca bu savaş, Henry’nin savaşından daha şiddetli bir savaş olarak da görüldüğünden dolayı Marignano savaşı, Henry’nin başarılarını gölgede bıraktı.

VIII. Henry ve I. Francis Barışıyor

Kardinal Wolsey. Kardinal Wolsey 16. Yüzyılda hem İngiliz Kilisesinde hem de Devlette çok etkin ve güçlü bir kişilikti.

Bundan sonra da Henry, bazı şeylerle meşgul oldu. Mesela, kendisi öldükten sonra tahta geçecek bir çocuğu yoktu! Eşinin doğurduğu çocuklar ya bir süre sonra ölmüş ya da ölü doğmuşlardı. Bu yüzden Henry’nin prestiği çevre ülkelerde azalmıştı. Bu yüzden de Henry, prestiğini toplamak için tekrardan Francis’e savaş açmaya kalkıştı. Fakat dönemin İngiliz Kiliselerinin başındaki isim ve devletin içinde çok etkili olan Kardinal Wolsey bu fikre karşı çıkıp, Papa X. Leo’ya uyarak Osmanlılara karşı tüm Avrupa’nın beraber ona karşı koyması gerektiği söyledi ve VIII. Henry bunu kabul etti.

Zaten takdir edersiniz ki, takvimler 16. yüzyılın başlangıçlarını düşünecek olursanız Osmanlıların, Avrupa üzerindeki etkinliğini biliyoruz. Zaten birkaç yıl sonra da korkuları gerçek olacak ve Osmanlılar, 1526’da Mohaç’ta, Macaristan ordusunu mağlup ederek Avrupa üzerindeki etkinliğini iyice arttıracaktı. Bu yüzden de Papa X. Leo buna dikkat çekti. Bu çağrı karşılık bulmuş olacak ki gerçekten de Osmanlılar bir süre sonra 1529 yılında, Viyana kuşatmasını kaldırmak zorunda kaldı.

Mohaç Meydan Muharebesi, 1526, Kanuni Sultan Süleyman Devri. Savaş Osmanlı ordusunun büyük zaferiyle sonuçlandı. Bu savaş sonucunda Macaristan’ın büyük kısmı Osmanlı hakimiyeti altına girdi.

Şarlken Tarih Sahnesine Çıkıyor

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu (Almanya) İspanya ve Burgonya İmparatoru V. Karl (Şarlken)
V. Karl (Şarlken) Kimdir?

Bu yüzden ise Fransa ile İngiltere bir süreliğine barış dönemine girdiler. Aynı dönem kısa bir sonra ise I. Maximilan öldüğünde, İspanyol Kralı Charles I; Kutsal Roma İmparatorluğuna seçildi, (Adı da V. Charles (Şarl) ya da Şarlken oldu; hani şu Kanuni ile mektuplaşması meşhur olan) ve bir anda muazzam büyüklükte bir imparatorluk kurulmuş oldu. İber yarım adası, Burgonya ve Alçak Ülkeler ve Almanya (Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu) bir anda tek çatı altında toplandı ve Avrupa’nın 700 yıldır gördüğü en büyük imparatorluk kurulmuş oldu. Buna “Şarlken İmparatorluğu” da denir.

I. Francis bir anda bu büyük yer kaplayan imparatorluğun arasında kaldı. Bunun için de VIII. Henry ile Şarlken’e karşı birlikte ittifak olmak için işe girişti. Bunu duyan ve az önce de bahsettiğimiz Kardinal Wolsey bunu duyunca çok sevindi. Şahsen o iki ülke arasında savaşı sevmiyordu, bu yüzden de VIII. Henry’i ikna etmeye çalıştı. Zaten devlette ve İngiliz kilisesinde çok etkili bir isim olduğu için bu süreç çok uzun olmadı ve VIII. Henry’i ikna etti ve iki kral arasında tarihi bir buluşma ayarlandı. (Kim Jong un ve Donald Trump buluşması gibi yani.)

Bunun sonucunda da Henry, Francis ile yüz yüze buluşana kadar tıraş olmayacağını söyler. Francis de aynı şekilde cevap verir. Hatta ve hatta söylenenlere göre Fransuva, Henry’nin bu sözünü gördüğünde sakalını elleyip onu (Henry’i) görmeyene kadar sakalını kesmeyeceğini söyler. Bu da ilginç bir noktadır.

Bunun üzerine de yüz yüze buluşma için uygun bir yer arandı. Aranacak yer, iki tarafı da küçük düşürmemeli, eşit olmalıydı. Bunun için de arama çok dikkatli bir şekilde yapıldı ve Fransız ve İngiliz sınırındaki, her iki tarafında karşılıklı yerleşim birimlerinin bulunduğu, Fransızcası Camp du Drap d’Or adlı bir yer seçildi. Ayrıca zirveden sonra da buraya Field of the Cloth of Gold ismi (Bunun nedeni çadırların altın renginden yani İngilizce’de gold renginden yapılması) de verildi. Belki de bu yer, olabilecek en eşit yerdi. Ayrıca yeni bir ittifağın temellerini sağlam atmak için, Henry’nin kızı; Francis’in en büyük oğluyla evlenecekti. Bir süre sonra ise 7 Temmuz 1520’de François ve Henry, yüz yüze buluştu.

Field of Cloth of Gold’da (Camp du Drap d’Or) Zirve
VIII. Henry’nin soldan geldiği görülebiliyor.

Zirveye her iki tarafta yüklü miktarda yiyecek ve içecek getirmiştir. Öyle ki zirvede 150 bin litre şarap ve 42 bin litre kadar da bira olduğunu biliyoruz. Ayrıca bir bu kadar da yiyecek var.

Henry’in ve Francis’in Zirvesi Başlıyor!

Zirveye her iki ülkenin de soyluları gelmişti. Yani zirve baya bir doluydu. Bu yüzden de çoğunluğu aktif tutmak için, programlara dans, ziyafet, okçuluk, güreş gibi şeyler de eklenmişti. (Sanki liderler arası bir zirve değil de, bir otel) Ayrıca Rönesans dönemini de hesaba alacak olursak modanın çok önemli olduğu bu dönemde de zirvede çok güzel kıyafetler giyileceğinden herkes emindi. Öyle ki Francis bile eşinden en son ve moda İtalyan kıyafetlerinden giymesini istemişti. Tabi ki bu hem Henry’i etkilemek için, hem de Francis’in kendi Rönesans tutkunluğundan dolayıydı.

Henry ve Francis Arasında Güreş Vakti

Henry ve Francis birbirleri ile herhangi bir yarışmaya veya müsabakaya girmeyeceklerine birbirlerine iletmişlerdi fakat ne olur ne olmaz zirve ve eğlence başladığında her iki ülkenin kralının yanındakiler, Henry’in ve Francis’in arasında herhangi bir anlaşmazlık, kavga durumunu önlemeye çalışıyorlar, ve bu konuda gayet iyi iş yapıyorlardı. Fakat ne kadar uğraştıysalar da ortaya yine bir şey çıktı. Sonuçta o kadar içkiye ve eğlenceye kralların dahi kimsenin kafası pek dayanamazdı(!): Henry, Francis’i güreşe davet etti! Francis de bunu kabul etti ve her iki ülkenin de akıl adamları olan insanlar bundan çok korktu. Çünkü büyük ihtimal güreşte biri yenilecekti, bu da ister istemez o kral üzerinde kötü bir etki bırakacaktı ve daha yeni girilen barış dönemi bu yüzden iyiye gitmeyebilirdi.

Field of the Cloth of Gold‘da güreş VIII. Henry’in sağ üst köşede güreşi izlediği görülüyor.
Fakat ne yazık ki Henry ile Francis’in güreştiğini gösteren bir resmimiz yok.

Güreşin sonucunu merak ediyorsanız Henry, güreşi hızlıca kaybetti. Field of the Cloth of Gold‘un sonunda olan bu olaya karşın, Henry ve Francis birbirlerine barışı bozacak aşırı derece bir şekilde öfkelenmediler. Aslında bu zirve iki ülke için de gayet bir kilometre taşı, ve büyük bir başarıydı. Ne de olsa, belki de son yüz yıldır ve hatta daha öncesinden beri ataları, devamlı savaşıyorlardı. Buna rağmen böyle bir barışa imza atmak çok önemli ve büyük bir başarıydı.

Barış Uzun Sürmedi: Henry ile Francis Arasında Yine Savaş Çıkıyor

Field of the Cloth of Gold Zirvesi çok başarılı bir zirveydi. Fakat bu, birkaç yıl sonra tekrar körüklenecek savaşa kadar böyleydi. Zirveden bir yıl sonra Francis, 5. Karl’e (Şarlken) saldırı başlattı. Francis’in amacı, atalarının sahip olmak istediği toprakları fethetmekti. Fakat Francis’in girişimleri başarısız oldu ve birkaç yıl önce fethettiği Milan da elinden çıktı. Bunun üzerine Henry de bir anda Fransa’ya karşı 5. Karl’la ittifaklık kurdu. Fakat bu Henry’e bir şey kazandırmadı.

Yine birkaç yıl sonra 1525’te, Francis tekrardan Şarlken ile savaşmaya başlayınca, 25 Şubat 1525’te Pavia savaşı sonucu Francis, esir düştü. Hemen de bundan yaranmaya çalışan VIII. Henry, Francis’in boşluğunda Fransa’ya tekrar bir saldırı tertipledi. Fakat Henry’nin önceki girişimleri sonucundaki başarısızlığı sonucunda iç desteğin yetersiz olması ve yetersiz mali güç gibi nedenlerden dolayı böyle bir saldırıya kalkışamadı. Ayrıca Şarlken, Henry’i Fransa’nın resmi kralı olarak görmeyi reddediyordu. Bunun üzerine de Henry, Fransız Kral Naibi Francis’in annesi Louise ile More Antlaşmasını imzalayarak ile taraf değiştirdi.

Pavia Muharebesi
Muharebeyi, Şarlken kazanmıştır, ve François esir düşmüştür.
Pavia Muharebesi nedir?

Henry, Taraf Değiştiriyor!

Henry, işgal ettiği François’in topraklarını iade edeceğini ve Francis’i Şarlken’in elinden kurtarmak için bir şeyler yapmaya hazır olduğu belirtmişti. Bir yıl sonra 1526’da Francis, serbest kalmak için Madrid antlaşmasını imzaladı. Şarlken, Francis’i saldı çünkü takdir edersiniz ki doğudaki Osmanlı tehdidi büyüyordu ve Şarlken, batıda kendisine diş bileyen düşmanlar istemiyordu. Fakat böyle deyince de Şarlken’in Francis’i hiçbir şart olmadan saldığını düşünmeyin. Şartlar ağırdı ve küçük düşürücüydü:

  • Francis, Şarlken İmparatorluğunun topraklarına hak iddialarını düşürecekti.
  • François, iki tane oğlunu esir olarak Şarlken’e teslim edecekti.
  • Francis de, Şarlken’in kız kardeşiyle evlenecekti. (Francis’in kendi eşi birkaç yıl önce ölmüştü)

Francis için bu maddeler küçük düşürücülük ve alaydan başka bir şey değildi. Baktığınızda, belki de Fransa’nın ezeli düşmanı ve Francis’in atalarının hep savaştığı devletin kralının kız kardeşinin, Francis ile evlendiğini görüyoruz. Bu gerçekten de küçük düşürücü bir olay.

Henry ve Francis Arasındaki Dostluk Yeniden Kuruluyor

Bu olaydan sonra Henry de François de birbirlerine ihtiyaçları olduklarını anladı. Henry için Şarlken güvenilir bir müttefik değildi, çünkü Şarlken, İngiltere’nin Batı Avrupa’da büyük bir güç sahibi olmasını istemiyordu. Ayrı şekilde de Francis, Şarlken’in imparatorluğu ile çevrilmişti ve kendine yakın potansiyel en iyi müttefik Henry’di.

Birkaç yıl sonra 1529’de Francis, Cambari Antlaşması ile Henry’in de yardımıyla oğullarını fidye ile Şarlken’den teslim aldı. Henry bunun için ilk başta isteksizdi fakat, buna karşılık Francis’in kendisine karısından boşanmak için yardım edecekti. Çünkü Papa VII. Clement, Henry’nin Catherine’den ayrılıp, Anne Boleyn’le evlenmesine izin vermiyordu ve yapılacak herhangi bir evliliği de meşru kılmıyordu. Bu yüzden de Henry, Francis’in yardımına ihtiyaç duydu.

Henry, Francis’in kendine yardım edeceği düşüncesi ile de Fransa’da, Francis’le buluştu. Francis de bu yardım talebi üzerine de elinden geleni yapmaya çalıştı, bunu yaparken de Papa ile de müttefikliğini korumaya çalıştı. Fakat bu dönemde Henry ile Francis’in arası yine kızıştı. Francis, Papalığı; Şarlken’den ve Henry’den uzaklaştırmak ve kendisine daha çok bağlamak için oğlunu, Papa’nın kızıyla evlendirdi.

Anne Boleyn. Anne Boleyn ve VIII. Henry Popüler tarih yazarlığında en çok konuşulan çiftlerden birisidir. Hatta VIII. Henry için, bir kadın için dininden vazgeçen adam de denir bazen.
Anna Boleyn Kimdir?

Bu süreçte de Henry, Papalığın kendisini boşaması için Francis’ten güvence almak istiyordu. Çünkü, Papa Henry’nin evliliğini ayıplamıştı. Bu da büyük bir prestij kaybıydı. Fakat sonraki günlerde Henry, Francis’ten beklediği güvenceyi alamadı. Birkaç yıl sonra da Henry, Papalık’tan yani Katoliklikten ayrılır ve kendini de İngiltere’deki Kiliselerin başı olarak atar. Bu da İngiltere’de “Anglikalizm”i geliştirir. Tarihte Henry, bir kadın için dinini değiştiren adam olarak da geçer.

Her neyse, devam edecek olursak Francis bir anda yıllarca savaştığı Şarlken ile dost olur ve bu süre için de Henry’e saldırmak ister. Henry de bunu önlemek adına adasındaki savunma imkanları genişletir. Fakat biraz şanslı olacak ki, Fransuva’nın ve Şarlken’in müttefikliği pek uzun sürmez bir süre sonra, 1541’de Şarlken ve Fransuva eski hallerine dönerler.

Bunun üzerine Francis yine Henry ile ittifak olmak ister. Fakat Henry, Şarlken ile ittifak olma fırsatını bulmuş ve hayatı boyu hayal ettiği Fransız topraklarına yine gözünü koymuştu. Henry, 1544’te Fransa’nın üstüne yürümeye başlar ve Fransa’nın kıyıdaki bir şehri olan Boulogne’yi işgal etmeyi başarır. Fakat Şarlken kendi saldırısını başarılı bir şekilde yönetemez ve savaştan ayrılır. Bu süreçte de Henry, Francis ile saniyesinde barış antlaşması imzalar.

Fakat bir yıl sonra bu sefer de Francis, İngiltere topraklarına saldırı başlatır. Fakat kısa bir süre sonra yapılan donanma savaşında (ismi de Solent savaşıdır) kaybeder. Bunun sonucunda da iki devlet 1546’da ikisi de yorulmuş bir şekilde hayatlarının son barış antlaşmalarını imzalarlar. Antlaşmaya göre Henry, 8 yıl boyunca Fransız şehri Boulogne’yi elinde tutacak sonra ise Fransa’ya geri verecektir. Fakat ikisi de bunu göremeyecektirler.

Henry ve Francis arasındaki Solent Donanma Savaşı.
Savaşın En Anımsanabilir Anı söylenenlere göre İngilizlerin göz bebeği olan Mary Rose gemisinin batışıydı.

Henry ve Francis Hayatlarına Gözlerini Yumuyorlar

Henry ve Francis, sanki birbirleri arasında görünmez bir bağ olan kuantum dünyasındaki iki parçacık gibiydi. Hayatları ve çocuklukları genelde benzer geçmiştir ve ölümleri de böyle olmuştur. Henry, 28 Ocak 1547’de Whitehall Sarayında Francis ise, sadece iki ay sonra Chateu de Rambouillet Sarayında hayatlarını kaybederler.

Son Söz

Francis’in ve Henry’in hikayesi gerçekten de okunmaya değer. Aslında bu hikaye bazı noktalarında gerçek hayatı anlatmıyor mu? Henry’in ve Francis’in bazı durumlarda düşman bazı durumlarda dost kesilmesi, Francis’in ezeli düşmanı Cermen İmparatorluğu İmparatoru Şarlken’le müttefik olması bunu göstermiyor mu? Fakat bu, belki de sadece politikanın bir oyunudur; zira buradan da anlıyoruz ki, Devletler arası ittifaklık, dostluk veya düşmanlıktan ötürü değil; çıkarlardan ötürü gerçekleşir.

Anlayan ve yorumlayan insanlar için bu hikayeden bir sürü ders çıkarılabilir, mesela Henry ve Francis; geçmişteki atalarının yaptıklarında gözlerini bırakmayıp, geleceğe baksalardı belki de Avrupa’da Şarlken’e karşı egemen güç olabilirlerdi. Fakat Henry’in ve bazen de Francis’in gözü daima geçmişte kaldı ve bu yüzden de etkin bir kuvvet olamadılar.

Lütfen bir hatamız varsa bize ulaşıp bunu bildirmeyi unutmayınız. Şimdilik sağlıcakla kalın.

Kaynakça

Yorum Yazın