Felsefenin ilk kilometre taşı nedir? Bir dominonun başlaması için onu başlatan veya çok büyük bir atılım yapan biri olması gerekir. Bu kişi kimdir ve neyin nesidir? O kişi Sokrates’tir. Tabii ki de Sokrates’ten önce filozoflar vardı ki zaten felsefe hayatın anlamı, insan demektir. Bunun için de Sokrates’ten önce filozofların olması normaldir. Fakat felsefeyi şahlandıran ve ileriki nesillere ilham veren kişi Sokrates’tir. Bu felsefenin miladı gibi bir şeydir. İşte Sokrates:

Sokrates’in Heykeli

Sokrates’in dış görüşü pek iyi değildi. Nadiren yıkanırdı, çirkindi, fakat çok karizmatik bir insandı. Bunun yanında çok parlak bir zihne sahip olduğu unutulmamalıdır. Bölgesinde yaşayan insanlar bir daha böyle bir filozofun dünyaya gelemeyeceğini söyler. Ağabeyimiz o kadar muazzamdır yani. Fakat bunun yanında çok sinir bozucuydu. Yazları sürekli dibinize gelip gelip vızz vızz diye ısıran bir sinek gibiydi.

Sokrates neden rahatsız edici bir sinek gibiydi?

Sokrates, orta yaşlardayken pazarda, sokakta orada burada dolaşırken insanlara beklenmedik ve olmadık sorular sorardı. Ama bu sorular bir pandaya benzer. Dışarıdan masum, normal sorular olarak görünür. Fakat Sokrates de işin bu kısmını seviyordu. Sorularının arkasında insanı şaşırtacak şeyler çıkıveriyordu. İnsanlar sorgulamadan kabul ettikleri tıpkı aksiyomlar gibi genellemelerin doğru olmadığını görünce şaşırıyorlardı.

Bir örnek…

Bir gün Sokrates gene pazarda sebze, meyva alan insanlara soru sorup onları şaşırtmaktadır. Gene soru sorarken Euthydemos’a soru sordu:”Aldatıcı veya aldatan şey ahlaksızlık sayılır mı sayılmaz mı?” Euthydemos da tabiki de cevap verir:”Sayılmaz.” Aslında bir genelleme yapmıştır ve Sorkates de şöyle cevap verir:”Ya bir arkadaşın kendini çok kötü hissediyorsa ve kendini öldürebilecekse, sen de onun bıçacığı çalarsan ne olur? Bu aldatan bir edim olmaz mı? Şüphesiz ki olur. Fakat böyle bir şey yapmak ahlaksızca değil de ahlaki değil midir?” Eli kolu bağlanan Euthydemos, “evet” cevabını verir. İşte Sokrates’in parlak zihni buradan gelir. Sokrates, normal gözüken ve sorgusuzca kabul ettiğimiz genellemeler yanlış çıkabilir demek istemiştir. Bir keresinde ise bir ordu komutanı, “cesaretle” kastedilenin ne olduğundan emin bir şekilde konuşmaya başlar fakat Sokrates yanında olduğu 20 dakika boyunca çok kafası karışır. Bu komutanın bu olay sonrasında, 40 gün 40 gece başının ağrıdığı rivayet edilir(!).

Sokrates’in özü bu işte. Günlük hayatta sorgusuz sualsiz kabul ettiğimiz yaşamımızın temelindeki varsayımları bazı durumlarda haksız çıkarmayı ve genellemeyi bozmayı seviyordu.

Ayrıca Sokrates yönetim biçimleri üzerine de düşünmüştür. Devlet adlı, öğrencisi Platon’un yazdığı kitaptan öğreniyoruz ki Sokrates gerçekten çok zeki bir insan. İyi insan kimdir, doğru insan ne işe yarar vb. vb. anlatılır bu kitapta. (Bir bilgi daha verelim Sokrates yazı yazmayı sevmemiştir. O, zihnin yazıdan daha önemli olduğunu düşürdü bu yüzden onun hakkıdna bilgileri Platon’dan öğreniriz.) Fakat Sokrates demokrasiyi pek sevmez. Bu konuda sağlam düşünce deneyleri vardır.

Sokrates anlatır, Bir geminin kaptanı seçilecektir. Sizce bu geminin kaptanı; rastgele seçilen, gemiden hiç anlamayan insanların da bulunduğu bir grup tarafından mı yoksa işinin ehli olan, denizden anlayan kişiler tarafından mı seçilmesini? Bu düşünce deneyi çok sağlam bir düşünce deneyi olarak gözükür nitekim öyledir de. Öyle ki kendisinin infazını isteyen oylamada, infaz edilsin oyu verenler bilgili olmayan ve olaylara düz bakan kişilerdir. Sokrates savını kanıtladı ama bedeli ağır oldu. Ayrıca Sokrates, demokrasinin özgürlüklerinden de korkar. Daha fazla ayrıntıyı “Devlet” kitabında bulabilirsiniz.

Ayrıca Sokrates hiçbir şey bilmediğini iddia ederdi.

“Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” -Sokrates

Bir adam, ki Sokrates nasıl hiçbir şey bilmeyebilirdi. Atinalı zengin aileler çocuklarını ücretli öğretmenlere çocuklarını eğitsin diye yolluyorlardı ve yüksek miktarda para ödüyorlardı. Bazı aileler de çocuklarını Sokrates’e yolluyorlardı. Fakat kendisinin hiçbir şey bilmediği için onlara da bir şey öğretmediği gerekçesiyle ailelerden para almıyordu. Çok garip değil mi?

Sokrates’e göre bilgelik bir şeyi çok iyi bilmek değildir; Sokrates’e göre bilgelik, neyi bilebileceğimizin sınırlarına da dayanarak gerçeğin doğasını anlamaktı. Kendisinin değer verdiği bilgelik türü ise akıl yürütmeye, argümanlara ve soru sormaya dayanır.

Sokrates’in bu kadar anılmasının ve övülmesinin nedeni ise çok soru sormasıdır. Her şeyi sorgulamıştır: Doğayı, insanı, devleti her şeyi. Sorgulanmamış bir varoluş koyunlara uygundur, insanlara değil.

Son Söz

Bu yazımızda Sokrates’i inceledik. Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen bir hatamız, eksiğimiz varsa bize haber verin. Sonuçta biz de bir amatör yazarıyız ve hatalarımız olabilir. Hoşçakalın.

Kaynakça

1)Felsefenin Kısa Tarihi, Nigel Warburton, Bölüm 1. 2)Sokrates, Vikipedi.

Yorum Yazın